Prof. Dr. Cem Demirel Prof. Dr. Cem Demirel
Menü
  • Hakkımda
  • Hizmetler
    • Aşılama Tedavisi (IUI)
    • Tüp Bebek Tedavisi
    • Endoskopik Cerrahi
    • Jinekoloji
    +
  • Blog
  • Hasta Bilgilendirme
    • Doktor Danışma Formu
    • Video Galeri
      • Prof. Dr. Cem Demirel
      • Sizden Gelen Videolar
      +
    • Resim Galerisi
      • Bebeklerimiz
      • Prof. Dr. Cem Demirel Galeri
      +
    • Sizden Gelen Mektuplar
    +
  • İletişim

Myomlar ve Laparoskopik Cerrahi

Ana SayfaLaparoskopik CerrahiMyomlar ve Laparoskopik Cerrahi
22 Kas

++ Laparoskopik Cerrahi

/

Danışman bendeniz00

Yorum yok

Myomlar ve Laparoskopik Cerrahi

Myomlar rahim dokusundan kaynaklanan değişik boyutlarda kadın hayatının en sık görülen iyi huylu kitleleridir. Myomlar özellikle 30-45 yaş arasında daha sıklıkla görülürler. Kadın hayatının en aktif döneminde görülen bu iyi huylu kitlelerin oluşum mekanizması ve neden oluştuğuna dair birçok çalışma yapılsa da henüz net olarak ortaya konulmuş bir etken yoktur.
Kadınlık hormonu olan östrojen bugün itibari ile en çok suçlanan faktördür. Kadın hayatının en aktif dönemlerinde görülen myomların basit bir jinekolojik muayene ve USG ile tanısı konulabilmektedir. Her 4-5 kadından birinde görülen myomlar normal jinekolojik kontrollerde çıkabileceği gibi farklı şikayetler için doktora başvuran kadınların muayenelerinde de tespit edilebilmektedir.
Myomlar genellikle hiçbir belirti vermeler. Yerleşim yerleri kadar myomların boyutları da belirtilerin şiddetini etkileyebilmektedir. Çok büyük boyutlarda subserozal olarak adlandırılan rahimin dışında yerleşim gösteren bir myom hiçbir belirti vermeyeceği gibi bezelye büyüklüğündeki submukozal bir myom çok uzun süreli adet kanamalarına yol açarak kişileri kansız bırakabilir. Özellikle rahim iç duvarında yerleşimli intramural ve iç duvarını kaplayan endometrium yerleşimli submuköz myomlarda daha fazla görülen, adet kanamalarının miktarında artma ve adet kanamalarını süresinde uzama şeklindeki bu belirtiler, kadınların sosyal yaşamlarını ve hayat kalitelerini olumsuz yönde etkilemektedirler .
Rahim duvarının içerisinde yerleşen myomlar üreme çağındaki kadınlarda düzensiz, uzun süren fazla miktarda adet kanamalarına sebep olabileceği gibi tüp bebek tedavilerinde embryonunun rahim zarına yerleşmesini engelleyerek tedavi başarısızlığına da sebep olabilir. Bu gibi durumlarda myomun laparoskopik olarak çıkarılması çok önemlidir.
Myomlar hangi şikayetlere neden olarak doktor başvurusuna gerekçe oluşturabilir:
Kanama düzensizlikleri: Aşırı, uzun süren ya da pıhtılı vajinal kanamalar, adet kanaması dışında izlenen ara kanamaları
Bası bulguları: Sık idrara çıkma, büyük tuvaleti yapmada zorluk, karında şişkinlik
Cinsel ilişki sırasında ağrı
Karın alt bölgelerine lokalize pelvik ağrı
Gebe kalamama, ya da tüp bebek başarısızlıkları
Günümüzde myomların tıbbi bir tedavisi yoktur ve tek tedavi seçeneği cerrahi tedavidir. Myomu besleyen damarların radyolojik yöntemler ile tıkanması olarak tanımlayabileceğimiz embolizasyon yöntemi son zamanlarda myomların tedavisinde kullanılmakta ise de halen tedavideki altın standart cerrahi tedavidir. Myomların ilaçlar ile tedavisi mümkün değildir.
Myomların tedavisi için en sık kullanılan üreme koruyucu cerrahi yöntem myomektomidir. Bu prosedür kan kaybı riski, operasyon sonrası yapışıklık oluşma potansiyelinin yüksek olması ve uterin rüptür riskinden dolayı cerrahi riski yüksek bir işlemdir. Myomektomi prosedürü geleneksel olarak, uygulama tekniği zorluğundan ve minimal invazif konsepti bakımından cerrahların yetersiz deneyimlerinden dolayı laparotomik (açık cerrahi) yaklaşım şeklinde kabul görmüştür. Laparoskopik cerrahide karın kesilmeden belirli noktalardan cerrahi enstrümanlar karın içerisine yerleştirilerek myomektomi gerçekleştirilebilir. Laparoskopik cerrahinin açık cerrahiye göre hastaya daha hızlı iyileşme süreci, operasyon sonrası daha az ağrı, hastanın sosyal ve iş yaşamına dönüş sürecinin daha hızlı olması, daha az hastanede kalış süresi ve kozmetik açıdan çok daha avantajlı olması gibi birçok üstün yanı bulunmaktadır. Günümüzde laparoskopik cerrahinin kullanılmasını engelleyecek medikal durum artık çok nadirdir ve en önemli engel cerrahın bu konudaki deneyimidir. Myomun rahim duvarındaki yerleşimi, sayısı veya myomun büyüklüğü laparoskopik cerrahi için bir engel oluşturmamaktadır. Deneyimli cerrahlar tarafından 12-14 cm ebadına kadar büyüklükte olan myomlar dahi rahatlıkla laparoskopik olarak çıkartılabilmektedir.
Laparoskopik cerrahinin ilk uygulandığı dönemlerde 4’den fazla myom olması ve 10cmden büyük myomlarda öncelik açık cerrahi iken artık bu tip myomlara da kliniğimizde başarılı bir şekilde laparoskopik olarak myomektomi uygulanmakta ve hastalarımızı ertesi gün taburcu ederek evlerine gönderebilmekteyiz. Artık günümüzde hiçbir myom hastasının karnı, çok nadir durumların dışında açılmamakta, hemen hemen tüm hastalarımız laparoskopik kapalı cerrahi yöntem ile sağlıklarına kavuşabilmektedirler. Bu hasta için hem çok hızlı bir iyileşme süreci sağlamakta hem de üreme organlarında ya hiç ya da çok az yapışıklığa neden olmaktadır. Bu üstünlüğü nedeniyle de laparoskopik myomektomi, gebe kalmayı planlayan hastalar için açık cerrahiye göre büyük üstünlük sağlamaktadır.
Hastalarımıza önerimiz bu çağda artık myomlarının tedavisi için çok daha konforlu ve üstünlük sağlayan laparoskopik myomektomiyi tercih etmeleridir.